29 Nisan 2010 Perşembe

Batefimbi Tarikatı

İçimizdeki biriken aşkı ve enerjiyi bir yastıkta kocatmak için düşündük düşündük ve bir tarikat kurmaya karar verdik. Amacımız, düzenleyeceğimiz zikir ayinleriyle stres atmak, bir nebze de olsa bu dünyanın dertlerinden sıyrılmak. Maskotumuza varıncaya her şeyimizi ayarladık, planladık. Önderimizin peşinden nereye olursa gitmeye hazırız. Müridimiz olup bizi takip edecek misiniz? O zaman, Mevlana'lığımız biraz değişik olsun, buradan buyur edelim sizi. "Neden Batefimbi?" tarzı sorularınızın cevabını orada bulacaksınız.

22 Nisan 2010 Perşembe

Hepi Börtdey Bana

Bugün benim doğum günüm. 22'yi de devirdik, çoğu kişi küçümser belki ama az değil hani. Yani bana çok geldi bilmiyorum. Neyse, paylaşayım dedim, belki hatırnaz biri çıkar kutlar sldjfslkf. Şaka be boşverin her gün doğuyor birileri kutla kutla biter mi?

17 Nisan 2010 Cumartesi

Castle Fight

Warcraft 3 fan maplerinden birisi. Tek başınayken can sıkıntısına birebir oluyor çoğu zaman. Oyunda iki farklı takım var ve resimdeki gibi iki koridor birer de base oluyor. Maksimum 6v6 yapılabilen maçların bence en zevklisi 4v4 şeklinde. Oyunda bir ırk seçiyorsunuz ya da size random olarak veriliyor. Bu ırkın işçisiyle binalar ünite veya savunma binaları yapabiliyorsunuz. Üniteler sizin kontrolünüzde olmayıp otomatik olarak çıkıp savaşıyorlar. 8 tane birbiriyle dengeli ırk var, ana binanızda çeşitli itemlar alıp işçinizi de efektif olarak kullanabiliyorsunuz. Raund usulü oynanan oyunda baştaki tercihe göre 1,2,3 ya da 4 raund kazanan grup oyunu kazanıyor. Warcraft 3'ten bilmeyenler için her ünitenin zırh ve silah tipleri, bunların birbiriyle etkileşimleri ayrıntılı bir şekilde gösteriliyor, bu da size karşıdan gelen birliklere göre neler yapabileceğinize dair fikir veriyor. Yapay zeka olayı iyi sayılabileceğinden karşıya ve kendi takımınıza bot atarak rahatça oynayabilirsiniz. Oyunda Rescue Strike denen bir nane de var. Oyunun kaderini en çok değiştiren olaydır bu. Her işçinin bir kere kullanabileceği, geniş bir alandaki bütün düşman ünitelerini öldür büyük bir patlama. Dikkatli kullanmazsanız, takımdan bir kişi bile epic fail olursa o tur çok zor geri döner. Neyse, canınız isterse buradan indirebilirsiniz.

13 Nisan 2010 Salı

Kedi

Ne güzel de uyuyor kerata. Birkaç gündür pek bir şefkat delisi oldu, inmiyor kucaklardan, biten martın etkisi olsa gerek biraz da. Yorgun düştü garibim. Bütün gün birlikte böyle sığır gibi yatıyoruz. Ama bu fotoğrafı koyduğumu görse bana çok kızar. Yalnız arkada da okunmuyor ama "yaran fıkralar" okuyorum sözlükte, iyice mala bağladım sanırım.

9 Nisan 2010 Cuma

İçli Köfte

Yıllarca ağır olduğu için sevmediğim, annemlerin yapmaya cesaret edemediği, sonrasında gaza gelip belki de dünyadaki en güzel örneklerini ürettikleri enfes bir yiyecektir bu içli köfte denen meret. O kadar gaza gelmişlerdir ki bulguru öğüten kıyma makinesi gibi bir makine bile almışlardır. Kaçıncıyı yiyorum bilmiyorum ama davul gibi olduğumu hissetmekteyim. Yanına ayran ile sade tüketmek lazım, ıvır zıvıra gerek yok fazla. Fritözde yapılması tercih sebebi, bikauz yağı emmiyor ve benim gibi midesi hassas olan insanlara bile mahalleyi bir gün doyuracak kadar yedirebiliyor kendisini. İçindeki kıymayı dana kıymadan seçmek de benim için önemli bir kıstas. Koyun eti yağlı oluyor zira. Sıcak ya da soğuk her türlü gideri var. Patlamadan bırakayım en iyisi. Bu arada resimdekiler de ev mamulü. Babamın emekli olduktan sonra sipariş usulü çalışma isteği var. Haberiniz olsun.

5 Nisan 2010 Pazartesi

R.I.P. Layne

5 Nisan Seattle'da hiç sevilmiyordur muhtemelen. Önce Kurt Cobain'i aldı ellerinden. Tam 8 yıl sonra bir tırpan daha vurdu Azrail o diyarlara, Layne Staley'e denk geldi o da. Alice In Chains sessiz kaldı, birçok şarkı yetimdi artık. Singles'ta sahnede paçalarından karizma akıta akıta şarkı söyleyen rastalı adam yoktu artık. Günler sonra evinde bulunmuştu, tanınmaz halde. Kurtulamamıştı o beyaz illetten ve o beyaz, bizi kıskanıp kendisini kaçırmıştı buralardan. 8 yıldır o da yok aramızda. Şimdilerde Alice In Chains konserler veriyor, İstanbul'a da uğrayacaklar ama sesi artık eskisi gibi çıkmıyor. "Why's it have to be this way?" diyorum Layne sana. Özledik...

1 Nisan 2010 Perşembe

1 Nisan Saçmalığı


Elin Anglosakson'u, Frenk'i işi gücü olmadığından 600-700 sene önce eğlence aramış kendine. Bula bula bunu bulmuş. Biz de adamların sonrasında kurduğu medeniyeti kendimize uyarlamak yerine aptal şakalarla yaşatmaya çalışıyoruz bu saçma günü. İnsanlar bıkmadı ilkokul sıralarında bile artık burun kıvrılan şakaları birbirine yapmaya çalışmaktan. Gerçekten eğlenen vardır elbet ama bir insan bugünde yaptığı ya da maruz kaldığı bir şakadan deliler gibi, anıra anıra gülecek kadar zevk alıyorsa o insan ile olan ilişkilerimi gözden geçiririm arkadaş. Bir de şaka kaldıracak durumda olup olmadığınızı ya da yaptıkları şakanın zeka seviyesini düşünmeden size de yapmaya çalışırlar ya bunu, işte o zaman kafa göz dalmakta serbestsiniz. Aptal mısınız birader? Amacınız ne? Ters tepki verdiğinizde de sanki bugün şaka yapmak haklarıymış gibi ayak yaparlar. İşte o zaman eşeği bir daha suya yollama zamanıdır.

Neyse, kimse bana şaka yapmadan bile böyle dolmuşum, yapsalar bir de ne olurmuş bilmiyorum ama burayı okuyan ve beni tanıyan birisi akıllı olsun. Keh keh keh diye gülerken suratının orta yerine kürek yiyebilir, benden söylemesi. Herkese iyi sabahlar, aptal şakalardan arınmış güzel 1 Nisan'lar.