31 Mayıs 2010 Pazartesi

Deorwine'in Hitleri -7


Bugünlerde tam ihtiyacım olan şarkıymış da haberim yokmuş meğersem. Dinle dinle "I'm the man who would kill for love" diye dolaş ortalıkta. So I begin again, begin again, begin again...

Deorwine'in Hitleri -6

Sınav Dönemi

Yarın bir tane, cuma bir tane. Kalanlar bunlar. Bir seneyi daha bitirdik iyi kötü. Şu an sadece aklımda iş ve dünya kupası var.

Kadın Olmak

Gece çok fazla olmasa da alkol alıp eve gelmişim, bildiğim kadarıyla yarın işim yok. Salı günü final var ona çalışacağım sadece. İnternet de gelip gidiyordu, geldiği bir ara kıstırıp okulda ne var ne yok öğrenmek ve hocalar slayt koyduysa bilgisayara atmak için öğrenci sayfama girdim. Bu sabah sınavım olduğunu öğrenmem çok uzun sürmedi tabi. Alkolden dolayı kafa biraz dalgındı, kahve koydum oturdum kitabın başına. Baktım olmayacak yatayım dedim, sabaha karşı kalkıp çalışırım. Nasıl olsa okunacak ders ya, okur geçerim diyorum. Yalnız vücudum ders çalışmaya pek alışkın değil, ders denilen şey müphem bir kavram kendisi için. Normalde ben çalışmamak için bahaneleri bulurum ama bu sefer çalışmaya niyetli olduğum için kendi başına beni çalıştırmamak için hemen bir savunma mekanizması geliştireceğini ne bileyim ben? Neyse efendim devam edeyim, yattım, beş dakika geçti geçmedi birden bir karın ağrısı ama bıçak saplanıyor resmen. Döndüm biraz debelendim, dayanamadım daha fazla, tuvalete gittim. Çare olmadı, olay orada değilmiş onu anladık. Geldim biraz oturdum geçer diye, ııh geçmiyor katiyen. Resmen kızlardaki regl sancısını yaşadım, yani tahminim o yönde. Böyle göğüs uçlarım bile şişmiş gibi oldu, şaka yapmıyorum. Triplere de girecektim birisi olsa yanımda, ucuz yırttı vallahi. 2 saati aşkın süredir karnımda sıcak laptop bastırmış (kızlar sağolun sıcağın iyi geldiğini hiçbir zaman bizden saklamadığınız için), doğru düzgün kıpırdayamadan yatıyorum. Nutella çekti canım o derece. Ama şimdi biraz iyi gibiyim, sabaha karşı vücudum başka bir kadın olma numarası yapmazsa bu deneyimin acısını ondan bir güzel alacağım, ders çalışıp yarın akşama kadar uyku ve yemek vermeyerek. Kadın olmanın bile en zor halini yaşattın ya bana yaşata yaşata, ne diyeyim ben sana ey naçiz bedenim. Bu iş burada bitmez cCc!

25 Mayıs 2010 Salı

İETT Paso (Capsli)


İETT yine öyle güzel renkler kullanıp öyle mükemmel (!) bir düzenleme yapmış ki hayran kalmamak elde değil. Lila ve pembe renklerin ağırlıkta olduğu, hatta başka bir rengin olmadığı cascavlak bir akbil ile birlikteyiz bu sene de. Gerek fakirliğimizi yüzümüze yüzümüze vuran sol taraftaki kocaman 'İNDİRİMLİ TAŞIMA KARTI' yazısı, gerekse kartın tam ortasındaki kabak misali resimlerimiz çok güzel olmuş, ne diyeyim. Orayı da sansürledim zaten, yeter her rezilliğimi görmeyin. Yine de kartın arkası güzel kız kulesi manzarasıyla biraz kurtarıyor. Bir de güzel haber verelim ama, artık demir takmayacağız kartlara, çipli olacak KentKart gibi, en azından cüzdanda taşınabilecek pek sevgili akbillerimiz. Her şeye rağmen mayıs sonu da olsa, şükür kavuşturana.

14 Mayıs 2010 Cuma

CV

Bugün hazırladığım son CV'mdeki vesikalık pozum. Mekan odam, muhit duvar dibi. Yüz yıkanmamış, çapaklar elle temizlenmiş, saçlarda yatak izi, suratta melül bir ifade, altta pijama, gömleğin sadece üstteki iki düğmesi iliklenmiş, göbek altta açık. Bu tiple herhangi bir işverenin yanına 500 metreden fazla yaklaşabileceğimi sanmıyorum ama bakalım, kısfmet. Twitter, Facebook gibi yerlere de koymak isterdim ama geniş kitlelere rezil olmak istemedim, buraya ara sıra da olsa bakan sizler de umarım çok yaymazsınız :)